Yapılan araştırmalara göre milli içeceğimiz olan çay, kalp sağlığı açısından faydalı olan flavonoid adı verilen bir antioksidan grubu içeriyor. Flavonoidleri düzenli olarak tüketmek de, yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit seviyeleri veya obezite gibi kalp hastalığı için birçok risk faktörünün azaltılmasına yardımcı oluyor.
Kahvede bol miktarda bulunan kafein adlı bileşen, tüketimin ardından hızla kana karışarak beyine ulaşır. Burada üretilen ve uyku haline neden olan adenozin adlı nörotransmitteri bloklayarak uyanıklığı arttırır, enerji düzeyini yükseltir. Bu sayede gün içerisinde hissedilen yorgunluğu önler.
Peki ya zararları nelerdir?
Kahve her ne kadar sağlıklı ve yararlı bir içecek olsa da özellikle tansiyon, kalp ritmi bozukluğu (aritmi), taşikardi ve diğer kalp hastalıkları olan bireylerde kahve tüketimi çarpıntıya yol açabiliyor. Günde 3 fincanın üzerinde kahve tüketiminin doğurganlığı olumsuz etkileyebildiği gibi, 5 fincanın üzerinde kahve tüketiminin de kemik erimesine yol açabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Yine aşırı kahve tüketimi uykusuzluk, gerginlik, sinirlilik ve hassasiyet gibi olumsuzluklara yol açabiliyor. Aynı zamanda kansızlık sorunu bulunan kişilerde aşırı kahve tüketimi besinlerdeki demirin emilimini azalttığından kansızlığı sebep olabiliyor.
Tüm bunların yanı sıra çay kalabalıkta içilir en güzel dost meclislerinin baş içeceğidir. Oysa kahve yalnızlık sever. Suyla buluştuğu andan itibaren yaydığı koku alıp çok uzaklara götürür insanı, bazen geçmişle hesapların, bazen en mutlu, bazen de en üzgün anıların içerisinde bulursunuz kendinizi.
Ünlü yazar Necip Fazıl Kısakürek “Çaycı getir ilaç kokulu çaydan, dakika düşelim senelik paydan” diyerek çayın önemine dikkat çekerken, “Kahve, kendiliğinden bir dildir.” Demiştir hepimizin hayran olduğu aktör Jackie Chan…
Yorumlar
İlk yorumu sen yap