Bazı konularda ''çünkü''lerimiz vardır. Bu ''çünkü''leri, asıl sebebimizle yüzleşmeye hazır olmadığımız için farkında olmadan araya yerleştiririz. ''Yapamıyorum, yapamam, olmuyor çünkü'' gibi cümleleri hayatımızdan çıkarmadığımız sürece kendimizi gelecek hayallerimize ya da farklı şeylere hazırlayamayız. Ulaşmak istediğimiz şeylere yönelik adımlar atmıyorsak, kendimizden de bu yolda gelişme beklememeliyiz.
Kök sebepler ile yüzleşmek acı vericidir ve doğamız gereği acıdan kaçmak istreriz. Bu yüzden utanma duygusu ile yüzleşmemek için, çaba göstermeyişimizin nedenini başka bir şeymiş gibi anlatabiliriz kendimize. Hayat şartları, olanakları, zaten çok da istemiyor olduğumuzu, denemiş ama sonuç alamamış olduğumuz gibi cümleleri öne süreriz.
''Çünkü'' diyerek açıklamalar yaparız, bu açıklamalar karşımızdakinden çok kendimizedir aslında, yani yaşadığımız durumu kendi içimizde kabullenmemizi kolaylaştıracak gerekçeler oluştururuz. Ama sonuçta mutsuzluğumuz geçmez. İstediğimiz şeyler için çaba göstermiyor olmak ve kendimizi rahatlatacak ''çünkü'' ler üretmek çözüm değildir. Zaman içinde bahaneler, negatif hissetme, harekete geçememe üçgenine sıkıştığımız bir kısır döngü oluşturur.
Peki bunlar ile yüzleşme cesaretini nasıl bulabiliriz?
Yüzleşme acısını hafif ve yumuşak hissetmenin yolu, bu özellikleri ''kendi varlığımız ile bir tutmamak''tan, onları ''kendimizle özdeşleştirmemekten'' geçiyor. Onların kendi varlığımızdan ayrı olduğunu görebilirsek, yüzleşme cesareti bulabiliriz. Tutumlarımız, duygularımız ya da düşüncelerimiz bizim ''bir parçamız'' değildir. Üzerimizdeki kıyafetlerdir sadece. Bir şekilde ve bir zamanlar varlığımıza giydirilmiş olan kıyafetlerdir. Yetişkin olduğumuzda bu kıyafetleri bilinçli farkındalık ile üzerimizden çıkarabiliyor, yerine yenilerini giyebiliyoruz.
Bu süreç yüzleşme, kabul, yeni tutum ve davranışlar geliştirme gibi, aşamalar ile birbirini takip ediyor. Bize bu durumda düşen ise kollarımızı sıvayıp işe koyulmak. Size önce kendi hayatınız hakkında düşünmeyi, sonra da harekete geçmenizi öneriyorum. Unutmayın bir işe emek vermeden ulaşmayı beklemek, gelmeyecek olan bir treni beklemekle eş değerdir.
Yorumlar
İlk yorumu sen yap