Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Hepimizin eksikleri ve hataları var. Hayatın anlamı bu hataları tespit etmek, onları kabul etmek ve her birini gidermek için çaba göstermektir. Ancak o zaman kendimiz için bir şeyler yapmış oluruz. Bence insan yanlışlarını, eksiklerini görüp tıpkı yolda sendeleyen bir insanın kollarını sağa sola açması gibi kendini dengeleyerek karakterini geliştirmelidir.
Kendi karakterini kendi elleriyle inşa etmek isteyen her insanın önce alçakgönüllü olmayı ve kibirden uzak durmayı öğrenmesi gerekir. İnsanın olgunlaşmak üzere çıktığı yolda ona en çok alçakgönüllü olmak yardım eder.
Çünkü ancak alçakgönüllü olmayı başardığımız zaman gururun baskısından kurtulup kendi eksiklerimizin farkına varabiliriz. Bu yolda düşmanlarımız elbet olacaktır, buda bizim birşeyleri başardığımız anlamına gelir. Hiç birine kulak asmayıp başarmaya devam etmeliyiz. Unutmayalım karakter insanın arkasından konuşulan özelliklerdir.
''Düşmanların mı var? Ne hoş... Bu hayatta bazı konularda ''karekterli bir duruş'' sergilemişsin demektir.'' sözüyle bizlere karakterin önemini anlatan yazarımız, Winston Churchill 30 Kasım 1874'te, Randolph Churchill ve Amerikalı eşi Jennie Jerome'un oğlu olarak dünyaya geldi. 1895'te Kraliyet Harp Okulunu bitirdi ve orduya girdi. Boer Savaşı'nda esir düştü ve kaçarak millî kahraman haline geldi.
On ay sonra, Muhafazakâr Parti'den milletvekili seçildi. Son yıllarını daha çok yazarak ve resim yaparak geçirdi. 1953 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı. 1963’te Amerikan Devleti, kendisine onursal vatandaşlık verdi. 1965 yılında, 91 yaşında inme nedeniyle öldü ve Blenheim Palace'a gömüldü.
Yorumlar
İlk yorumu sen yap