Hepimiz hayatın akışı içerisindeki sürekli olarak telaşla bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Peki bu koşuşturmanın içerisin hiç kaybolmuş hissettiniz mi? Sanırım bu sorunun cevabına hepimiz aynı anda “Evet” demişizdir. Hayat galesi, ekmek parası, kariyer hedefi derken çoğu zaman yaşadığımız hayat içerisinde farkında olmadan sürüklenerek kayboluyoruz. Hatta tekrarı olmayacağı için doyasıya tadını çıkarmamız gereken çok özel anlar bile saat dilimlerinin arasında hiç olup gidiyor.
Şimdi kendinize sorar mısınız “En son ne zaman bulunduğunuz anın için de kalıp keyif aldınız, anın tadını çıkarttınız?” Hatırlayamıyorsunuz dimi... Daha konforlu bir hayat yaşayabilmek pervasızca harcanan zaman aslında elde etmeye çalıştığınız birçok şeyden daha kıymetli ama sanırım bunu anlamak için bazılarımızın yaş alması, tecrübe kazanması gerekiyor. Oysa edinilmiş tecrübeleri kullanırsak aynı hataya bizde düşmeyiz.
Peki hayat denen döngüyü nasıl kendi lehimize çevirip “An” da kalabiliriz?
Anda kalmak deyince aklınıza geçmişi bir kenara atmak gelmesin sakın. Hayat geriye bakarak anlaşılır. Nasıl ki araba kullanırken dikiz aynasına sürekli bakmayıp, ara ara bakarak yol hakimiyetimizi sağlıyorsak, yaşamımızda da geçmişimizi ara ara gözden geçirip hatalarımızdan çıkarttığınız dersleri, tecrübelerinizle harmanlayıp hayatın akışına aktarmalıyız.
Kısaca geçmişimizi hayatımızda birer yol gösterici olarak kabul edip bulunduğunuz hayatın içerisinde akışın keyfini yaşayın. Şunu unutmayalım ki yaşamak için yetişmenize gerek yok sadece akışta kalın hayatta ertelediğiniz şeylerin farkına varın kendinizi sevin, içinizdeki gücün farkına varın ve her yeni günün sizler için yeni umutlarla dolu olduğunu unutmadan yaşamaya devam edin.
Yorumlar
İlk yorumu sen yap