Koluna takmış okula geldi. Hepimiz çok beğendik. Çocukluk işte, benim asla böyle bir saatim olmayacaktı. Bu saat benim olmalıydı. Karar verdim. Saati çaldım ve cebime koydum. Arkadaşım saatin çalındığını anladı ama kimin çaldığını anlayamadı.
Durumu öğretmenimize anlattı. Öğretmenimiz "Saati kim aldiysa sahibine versin" dedi. Pişman olmuştum ama utancımdan ben aldım diyemedim. Bu sefer öğretmen farklı yöntem denedi. Hepimizi tahtaya dizdi ve gözlerimizi kapattırdı. Bu benim hayatımın en utanç verici sahnesiydi. Ceplerimizi teker teker arayarak saati buldu ve sahibine verdi.
Hepimiz gözlerimizi açtık, öğretmen bana hiç bakmadan derse devam etti. Yıllar geçti, öğretmen oldum ve öğretmenim ile karşılaştım. Kendisine o günü hatırlattım ve sordum "Hocam" dedim "Ben o gün saati çaldığım halde tek bir kelime etmediniz, yüzüme bakmadınız, beni incitmediniz. Neden böyle yaptınız?" diye sordum.
Hayatımda unutamayacağım şu cevabı verdi; "Siz gözlerinizi kapattığınızda ben de gözlerimi kapattım."
İnsan olmak sadece diplomalarla olmadığı gibi her eli kalem tutan ve bir şeyler karalayan da donanımlı insan olmuyor. Gerçek manada eğitimli insan olabilmek aldığın ya da verdiğin derslerle, yazdığın ya da çizdiğin satırlarla, sayfalarla ölçülemez. Bazı şeylerin ölçüsü yok...
Yorumlar
İlk yorumu sen yap