Devenin sahibi şaşırmış. Bu devenin bende ne hakkı ola ki demiş ama yine merak edip gitmiş devesinin yanına. Sormuş ne hakkın vardır ki bende helalleşmek istersin?
Deve; “Sen öyle sanırsın lakin dinle beni. Birincisi, benim gücüm belli ama sen bana gücümün iki katı yük yüklerdin. Bu hakkımı sana helal ediyorum.
Günlük olarak 10 kg yiyeceğe ihtiyacım varken sen bana hep 8 kg yiyecek verdin. Bu hakkımı da helal ediyorum.
Üç günde gidebileceğim yolu beni döve döve iki günde götürürdün. Bu hakkım da helal olsun.
Bir yavrum olmuştu. Onu kesip misafirlerine ikram ettin. Bu hakkımı da helal ettim.
Ama öyle bir hakkım var ki sende. O hakkımı asla helal etmeyeceğim.” demiş.
Devenin sahibi çok meraklanmış. “Nedir o hakkın” diye sormuş.
Deve: “Her seferinde her yolu en iyi ben bildiğim halde, tüm yükü ben taşıdığım halde, yularımı bir eşeğe verirdin. Önüme onu koyar beni bir eşeğe mahkum ederdin. İşte bu hakkım asla helal değildir.”
*Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (Nisâ, 58).
*İşi ehline verin...
Yorumlar
İlk yorumu sen yap