Hayata geldiğimiz andan itibaren bir amaç için yaşarız. Önce süt peşine düşeriz, ağlarız, feryat ederiz. Sonra okul başarısı için gece gündüz çabalar ve sonunda elde ettiğimiz başarılarla bir okula girer ve mezun olur çıkarız. Asıl koşuşturma ondan sonra başlar. İş arama, tutunma, yükselme, para biriktirme derken yıllar geçer gider.
Bu süreçte para kazanmanın derdine o kadar çok düşeriz ki parayı doğru yerde ve doğru zamanda harcamayı unuturuz. Sağlığımızı korumak için, yaşam kalitemizi artırmak için bize gereken ürün ve hizmet alımını yapmak yerine onları da kendimiz yapmaya başlarız. Gözümüzü bürüyen hırs, bizi geliştirecek ortamlara girmekten, kendimize yatırım yapmaktan alıkoyar. İşte asıl sorun bu kısım. Daha fazla para kazanmak mümklün ancak yapmanız gereken kendi sağlığınız ve gelişiminiz için onu harcamaktır. Hayatta abartarak yaptığınız her şey size negatif etkiler olarak geri dönecektir. Yolun bir yerinden sonra elde edilecek en büyük başarı ise kolay ve büyük paralar kazanırken, sağlık, fiziksel güç ve yükselen konumundan taviz vermemektir. Vizyonunuzu daraltmayın. İleri gitmek varken gerileyen kaybeder. Büyüdükçe küçülmeyin, hep daha büyük düşünün!
Çin'de bir iş adamı yıllarca mola vermeden deli gibi çalışır, sonunda çok büyük bir servet edinir. Toplantıların, iş seyahatlerinin, görüşmelerin ardı arkası kesilmezken sonunda vücudu bu tempoya dayanamaz ve hastalanıp ölür.
Bankadaki 1.9 milyar dolar servete konan eşi ise kocasının şoförüyle evlenir. Şoföre bu kadar büyük bir servete konmak nasıl bir duygu diye sorarlar. Şoförün cevabı manidardır:
"Ben hep patronum için çalıştığımı sanırdım. Şimdi anlıyorum ki meğer o benim için çalışıyormuş."
Yorumlar
İlk yorumu sen yap